Tuba Batu “Yuvasız Kuşlar” Kişisel Seramik Sergisi’ne hoşgeldiniz…
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde bir akademisyen sanatçı Tuba Batu’nun galerimizdeki ilk sergisini bu muhteşem eserleriyle sizlere sunmaktan mutluluk duyuyorum.
“Yuvasız Kuşlar” isimli sergisinde sanatçımız kuş metaforuyla insanı; Aidiyet duygusu ve kökleşme meselesiyle, yıkılsa da mutlaka yeniden yapılacak o “yuva” kavramı temelinde irdelediği 15 eserinin 30 görselinden oluşuyor.
Sanatçımızın portre fotoğrafı Deniz Tapkan Cengiz, eserlerin fotoğrafları ise Çağrı Sül tarafından çekildi. Katkıları için teşekkür ederiz.
Bu sergimizin de her zaman olduğu gibi sayfaların en altında bulunan Sergi Anı Defteri ve Sanatçı Profil Sayfası yorum ve değerlendirmelerinize açıktır.
En iyi dileklerimle…
Hakan Sarıhan
ArtsGallery – Ocak 2025
_______________________________
Yurtsuz-Yuvasız Kalmak Üzerine: Yuvasız Kuşlar Serisi
Yuva evdir, bir his, bir aidiyet, güven ve gelecek beklentisidir.
Yokluğu, varlıkla kurduğumuz en temel bağlardan birini kırar. Ev yıkıldığında, yuva eksilir, yurtsuz kalır insan… köklerini salacak bir toprak arar.
Troya savaşının ardından yuvaya dönüş için Odysseus uzun ve maceralı bir yolculuğu göze alırken, Aeneas yeni bir yuva inşa etmek için yola çıkmış bir kahramandır. Bugünün de en büyük krizlerinden biridir yurtsuz-yuvasız kalmak. Bir kayıp, bir yas hali: yerini, bağını yitirme, yönünü şaşırma. Simone Weil, köklerimiz üzerine yazarken aidiyet duygusunun kaybını modern insanın en büyük yarası olarak tanımlar. Ona göre, birey ancak bir yere, bir topluma, bir kültüre bağlılık hissettiğinde varoluşunu anlamlı kılabilir. Köklerinden koparılmış insan, kendine de yabancılaşır. Hannah Arendt de yurtsuzluğu ahlaki ve kültürel olarak ele alır, insanı yabancılaşmaya götüren, yalnızca coğrafi değil, politik bir mesele olduğunu söyler. Politik, sosyal ve duygusal olarak bir yere ait olamama, bugünün kutuplaşmış toplumunda, herkesin kendi “mahallesine” çekildiği bir dönemde, dışarıda kalanları yuvasız bırakır. Nâzım Hikmet’in, sürgünde geçirdiği yıllarda yazdığı şiirleri, yuva kurma çabasını taşır, taşla tuğlayla değil de kelimeleriyle metaforik bir evin duvarlarını örer. Ne kadar da önemlidir, bir yurdunun bir yuvanın olması, bir ev değilse de Virginia Woolf’un da dediği gibi ‘kendine ait bir oda’ nın…
Yuvasız Kuşlar, yurtsuz-yuvasız hisseden herkesle bağ kuran, en umutsuz anlarda sessizce şakıyan, her yumurtlama döneminde kurdukları yeni yuvalarıyla, yaşadıkça ve hep yeniden inşa etme gücü olan ve tüm kırılganlığıyla binlerce yıla meydan okuyan ışıl ışıl yanımız… 6 Şubat depremi ile yaşanan büyük yıkımın ardından hepimizin yüreğine oturan acının içinden çıktı bu anlatı. Evlerinin yıkıntıları arasından çıkarttıkları tuğlalarının üzerinde oturan figürler, kök salmaya, yerleşmeye, yuva kurmaya artık hazır. Bir aidiyet, güven ve gelecek beklentisiyle göçlerinde yanlarında taşıdıkları umut, yurtsuz ve yuvasız hissetmelerine rağmen var olma çabaları ve belki biraz da geride bıraktıkları yurdun hasretiyle… yeni yuvalarındaki oturum iznini izleyicilerin yüreğine bıraktıkları şu soruyla almak isterler:
Gerçekten ait olduğumuz bir yer var mı? Yoksa hepimiz biraz yuvasız mıyız?
Tuba Batu
ArtsGallery – Mart 2025
_______________________________
Tuba Batu
Tuba (Korkmaz) Batu,1980 yılında Diyarbakır’da doğmuş bir Çanakkaleli.
Sanat eğitimi on dört yaşındayken Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü’nde, seramik yolculuğu ise lisans eğitimi ile birlikte Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 1998 yılında Seramik Bölümü’nü kazanmasıyla başladı. Aynı zamanda bir çömlekçi torunu olan Tuba Batu’nun babaannesinin babası Şumnu’dan göçerken elinde sanatıyla Biga’ya gelmiş Künkçü Mehmet’tir.
_______________________________
Yasal Uyarı
Burada sergilenen tüm eserler FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASI ile koruma altında olup, tüm hakları sanatçısına aittir. İzinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz./ All Rights Reserved.
Fikir ve emeğe verdiğiniz değer ve gösterdiğiniz saygı için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla,
ARTSONLINE WEB ART GALLERY
_______________________________
Kutlarım. 💐
Eserleriniz hem görsel hem de düşünsel olarak çok etkileyiciydi.💐
Tubacim.tebrikler.herbiri birbirinden anlamli kadin heykelleri.ellerine sağlik
Kendimden bir parça buldum💜sonra baktım tanıdığım kadınlardan da parçalar var💜Düşündüm ki sanatçının eserleri ile bu kadar yakın hissetmem tesadüf mü? 💜sonra bir daha baktım; hayır tesadüf değil…çok sevdiğim Tuba’nın da parçaları var burada, yani tanıdık, bildik…Doğrusu çok beğendim🧿
17 Eylül 2024
O an; Yuvasız bir kuşun haberini tek verebileceğim
Bana varlığı ile güç verebilecek ablamın sesiyle uykuya daldığım o gün…
Uyandığımda bana ithafen yaptığı heykeli görünce ve omuzuna kondurduğu kuşun bana neler katacağını bilmeden yola devam ettiğimde, deneyimlediğim şeylerin hissettirdiği güç sendin.
Şimdi bakıyorum eserlere ve nasılda güçlü hissettiriyor beni.
Şu an dünyayı kurtara bilirim! Varlığınla!
Senin yansımalarına, yarattıklarına hayranım.
ah benim bir kangurunun cebine yerleştirdiği yavrum!
talanım! artanım! eksik kalanım! yarım kalanım!… küçük iskender
Sevgili Tuba,eserlerin harika ve duygu yüklü ağlıyarak izledim,KUŞLAR benim için yuvalarından özgür insanlar gibi çok derin duygular anlatıyor her bir eserin,
yurdumuz,yuvalarımız daim olsun
Kutluyorum
Her zamanki gibi müthiş. Kadınlara da kuşlara da bayıldım. Kadınlar kuşların yuvası olmuş, aslında her kadının bir yuva olduğunu hissettirdi bana. Tebrik ve teşekkür ederim.
Hem hüzün hem de ışık…
Çok etkileyici parçalar. Bayıldım.
Çok güzel parçalar tubacım dönüp dönüp tekrar baktım tekrar tekrar inceledim ama nedense bilemediğim bir hüzün kapladı içimi ,bilinmedik bir yerde de görsen bu parçaların senin olduğunu hissetmek mümkün doğal olarak, çok sen var içinde minnacıkta ben ,çok anlamlılar ve sıcaklar ellerine sağlık💞💞🧿🧿
Kadınlar, kuşlar, hele o mavi kuşlar beni o kadar çok etkiledi ki…Sevgili Tuba , yine gönüllere dokunan eserlerinle gözüm şenlendi.Dunya yerinden oynar, Kadınlar ozgur olsa…Tebrik ediyorum.
Çok zarif ve feminen dokunuşlarla sanatçı Tuğba hanımın çalışmaları adeta beni büyüledi… özellikle eski tuğlanın tercih edilmesi çalışmalarında beni etkiledi. Çünkü ben geçmişten günümüze bir hikaye bütünlüğü hissettim… sanatçı Tuğba hanım tuğlayı bir yuva, insanı (kadını) da o yuva içinde sanki hikayeleştirmiş… Bana içsel bir yolculuk ile temas ettiğini söyleyebilirim… teşekkür edeeim💜
Güzel eserleri yaratan yaratıcılığınızı kutluyorum Tuba hocam🌼
Biz kadınların omuzlarında yanı başlarında hep umudumuzu simgeleyen kuşlarımız var oldu var olacaktır yeterki umutlarımızı gölgelenmesin …kadın yuvadır, umuttur💜
Sergiye bayıldım, adı Yuvasız Kuşlar ama bana kadınlar kuşlara yuva olmuş gibi geldi. Aslında kadın yuvadır. Belki de yuvasız kuştur. Bilmemki. Bende çok değişik hisler yarattı. Sanatçının yüreğine sağlık.
Çok etkileyici ve hatta sarsıcı benim için.
Sergi metnini okumasam Sanatçı pütürlü tuğla ve sırlı seramik dokunun kontrastını harika bir şekilde kullanmış ve kullandığı üç öğeyi olabilecek büyük bir sadelikle bütünleştirmiş derdim, ki öyle de…
Ancak sergi metninde anlatının 2023 Depremi, enkaz tuğlaları, yuvalarından kuş misali uçup dağılan insanlar ve hatta her bir eserde bu esinle kondurulmuş kuşlar söz konusu olunca sergideki anlatı benim için bambaşka bir boyut kazandı. 2023 Depreminde en çok etkilenen kent, Antakya’da annemin evin tuğlaları üzerine yıkılırken son anda evden yaralı olarak çıkmış olması veya babamın bir güvercin sevdalısı olarak deprem sonrasında evindeki eşyalardan çok onlarca güvercinini düşünerek geçirdiği günler, aylar hatta yıllar… Memleketten gelen her bir telefonda veya televizyonda depremzedeler için yapılacak konutlara dair her bir haberde depreşen yuvaya özlem…. Evet, sergide metafor olarak kullanılan tuğla da ve kuş da biri başımıza yıkılan diğeri elimizden uçup giden ama hayatımızın tuğla gibi ağır ve somut gerçekleri.
Sanki sergi beni, ailemi ve hatta tüm Antakya’yı ve Antakyalıları anlatıyor.
Tuba Batu’nun depremde kaybettiği iki öğrencisi Simay Balaban ve Ömer Karaman için açtığı “Sarsıldık” adlı anma sergisindeki samimiyetini görmüştüm. Ancak bu eserleri yapacak kadar derinden etkilendiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Sanatçının büyüklüğü yaşadığı çağın ilerleme, kaos, paradoks ve ızdıraplarını işleyerek çağına şahitlik etmesi, kayıt altına alması ve eserleri aracılığıyla yansıtmasıyla ölçülür ya çoğu zaman, işte “Yuvasız Kuşlar” öyle bir yansıma.
Sergiyi izlerken tekrar ‘sarsıldım’, çok ama çok beğendim.
Teşekkürler Tuba BATU.
Çok anlamlı ve kıymetli bir sergi.
Her zamanki gibi hepsi birbirinden güzel ve anlamlı. Özellikle kırmızı kadın bana 6 şubat depremi sonrası ampüte olan hastalarımızı ve o acılı günleri hatırlattı. Bir kez daha memleketin hali ve gidişatı için kahroldum
Kadınlar…Kuşlar…Vücudunun her noktasına ve ruhuna ,yaşanılan tüm zorluklara rağmen özgürlük ve umudu konduran kadınlara adanmış eserler.Aklına,ruhuna ve parmaklarının gücüne sağlık Tuba.💜
Çok büyük emek verilmiş bir hayat ve hayatın verdiği tecrübeler ile yaratılan eserler.. Biraz hüzünlü gibi gözükse de bazı dokunuşlar , umut kuş olmuş konmuş.. Hep üretmeye devam et canım Tuba, üretmek sana yakışıyor ve sen bu yaşama çok yakışıyorsun..❤️🧿
Yıllardır cevabını aradığım soru. Kuşların evini kuş kendi yapınca ona kuş yuvası diyoruz, insan eliyle yapılana “kuşevi”. İnsanın evi ne zaman yuva ne zaman ev oluyor? Sergi bana bu soruyu yeniden sordurdu Tuba Hocam. Kolu kanadı kırılmışlara kol kanat germiş kuşlarınız. Hepsi kanatlanıp size gelsin iyilikle, sağlıkla, sevgiyle;
Yalnız olduğumu düşündüğüm her an, omzumda, saçımda, kalbimde bir, bir çok kuş olduğunu hissedeceğim artık. Her duygu için bir tane, özgürlük için hepsi. Teşekkürler sevgili Tuba, eserlerin gönlümü açtı, hepimiz birbirimize yuva olduk.
Hem eserleriniz, hem de hikayelerini anlattığınız yazılarınız her seferinde beni farklı duygularla sarsıyor, silkeliyor,düşündürüyor, sorgulatıyor, kalbime ,içime bir şekilde dokunuyor .Sizi tanımış olma şansını yakaladığım için şanslıyım .Başarılarınız ve hikayeleriniz daim olsun. Saygılarımla
Bir süredir tanık olduğum, gözlemlediğim kuşlar.
Kalbinin pırpır olduğuna emin olduğum, ama kalbine ulaşamadığım kuşlar.
Çok keyif aldım serginden.
Canım Tuba, yine eserlerinin anlam derinliği içinde yüzerken buldum düşüncelerimi… Öncelikle sanatçı olarak yurdunun gerçekleri ile derin duyuşlarla kurduğun bağ çok etkileyici, diğer yandan estetik ve sanatsal bakımdan sergilediğin güç eşsiz… Öteden beri yol-yolculuk-yuva- köklenme kavramlarına nasıl içsel bir perspektiften baktığını biliyorum. Maharetli ellerin yapıtlarını şekillendirirken kalbinden, ruhundan parçaları aktarıyor her dokunuşta. Zaten eserlerinin en özel yanı içlerinden taşan samimiyet bana kalırsa. Orası senin hayatı karşıladığın, sorularını sorup cevaplarını yine kendine dönerek bulduğun bir yuva… Yuvasız Kuşlar sergisinde tuğlalara oturmuş her figür gönlüme de oturdu gerçekten. Ne zor değil mi kabuğundan çıkmak, dünyayı bir sığınağın olmadan karşılamak zorunda kalmak. Herkesin bir yolculuk hikayesi vardır elbet ve öyle olduğu için tanıdık duygularla karşılıyor çalışmaların izleyenleri. Yapıtların; yola çıktığında birkaç adımda bir dönüp geride bıraktığın eve, belki de o evde bıraktığın kendine bakmak gibi duygu yüklü… Kuşlar ise iyi ki kondular heykellere, umudu, hafifliği, küçük sevinçleri yitirmemek gerektiğini hatırlatır gibi… Bizleri anlamlı eserlerinle buluşturduğun sergini yürekten kutluyorum… Sevgimle…
Yine bütün eserlerini hayranlıkla izledim. Yaratıcılığına, düşüncelerinin ve duygularının sanatına yön vermesine, çamura hayat vermene ve beni alıp götürmene hayranım. Her eserdeki kuşun umudu, nefesi, ışığı, hayatı temsil ettiğini düşündüm ve her eserdeki figürlerin de umutsuz, daralmış, karanlıkta kalmış, nefessiz hissettiklerini. Kuşlar orada bu bireyler için var sanki. Her birine talih kuşu misali konmuş. Eserlerin hepsi çok güzel, tebrik ederim.
Gönlü güzel kalbi güzel kızım sergin çok duygulu yılların tecrübesini yansıtmışsın ellerine emegine saglık seninle herzaman gurur duyuyorum ellerine sağlık
Tebrik ederim Tubacığım. Çok güzel anlatımlar Troyalı arkadaşım. Kadim topraklarda geçici bedenlerimizle misafiriz ama sanat yapıtları hep yaşayacak isimlerimizle birlikte. Senin özelinde kadınların duruşu daha da anlamlı hale geliyor. Sevgiler 💐♥️
Yuvasız olan kuşlar mı, yoksa onlara yuva olmuş kırık, hüzünlü, yalnız kadınlar mı? Yüreğe dokunan bir sergi. Kutlarım Tubacığım,
Yuvasız olan kuşlar mı yoksa onlara yuva olmuş kırık, hüzünlü, yalnız kadınlar mı?
Yüreğe dokunan bir sergi Tuba’cığım. Kutluyorum.
Tuğbacığım duygulu anlatımın ve sanatın
Muhteşem ağlayarak okuyup ağlayarak tekrar tekrar baktım.Sana kızına ve tüm sevdiklerine
Güzellikler diliyorum.